KAYA ÖZSEZGİN - Onay Akbaş'ın yeni dönem resimleri
Salı, 20 Mayıs 2014 - Aydınlık gazetesi

İnsan yaşamında bireysel ve toplumsal kimliğin oluşumu, yaşam boyu süren ilişkilerin, edim ve
eylemlerin bütünüdür. Bu açıdan bakıldığında, her insan için değişik yapısal oluşumların söz konusu
olduğu ortamlarda, farklı kimliklerin kendini gösteriyor olması, eşyanın tabiatı gereğidir. Ancak bu
oluşumlar, görünür de olabilir, görünmez de... Görünür olanlara bakarak, insan doğası hakkında
kestirme yorumlarda bulunmak yanıltıcı olacağı gibi, görünmezlerin yani, dışa yansımayanların yok
sayılması da insanı tek boyutlu bir yaratık olarak tanımlama yanlışlığına yol açar.
İnsanı çok yönlü görmek
İşte gerçek sanatçı, insanı çok yönlü bir yaratık olarak görmekten yana bir tavır sergilemiştir her
zaman. Sanatçının ürettiği yapıtların arka planında, hangi türde ve içerikte olursa olsun, izleyiciyi
düşündürmeye yönelik "insanî" bir yorum, gizliliğini derinden derine hissettirir.
Onay Akbaş'ta tipik örneğine tanık olduğumuz insan yorumu ise, acımasız ve ödünsüz olması
nedeniyle, örneğin Montaigne'in yazılarında anlattığı insan varlığının görsel bir versiyonudur sanki.
Yarı ironik yarı eleştirel
Toplum yaşamındaki insan ilişkilerini yarı ironik yarı eleştirel bir bakışla ortaya sermekten hoşlanır o.
Kimi yerde sanatçının bu bakışını sezgi yoluyla kavrarız, kimi yerde ise sezgimize aracılık edecek
acımasız saptamalar yoluyla...
Ama sonuç, her iki durumda da değişmez: Çevremizde görüp tanıdığımız, uzun yıllar sıkı dostluklar
kurduğumuz, iyi niyetinden kuşku duymadığımız nice insanın gerçek iç yapısıyla bu resimlerde
karşılaşmış olmaktan tedirgin olabileceğimiz ihtimali bir kor gibi düşebilir içimize.
Dahası, çevremizdeki insanlara bir de Onay'ın resimleri aracılığıyla bakmamız gerektiğini düşünmek
zorunda kalırız. Bu açıdan Akbaş'ın resimleri, eskilerden yenilerine, sanatçının zihinsel bir alışkanlık
("mental habit") halinde akıp gelen imgelerinin bir dökümüdür.
Akışkan ifade biçimine yeni boyut
İzleyiciyi sürekli uyarmak gibi dolaylı bir amaç içerdiğinden, ironik ifade biçimi nedeniyle de bizi, şu
bilinmeyen insan konusunda yeniden düşünmeye yöneltir Onay Akbaş'ın resimleri. Birbiri içinde
eriyip dağılan çoğul renkleri, ilginç mizanseni ve kurgusuyla, bu resimler, bizi kendi içine çeker, bir
resimden ötekine taşınan zengin içeriğiyle, sanat tarihinin dökümü üzerinden göndermeler
yapmamıza olanak verir, sanatın, aslında biçimsel olduğu kadar düşünsel bir taban üzerinde oluşup
geliştiği gerçeğine götürür izleyiciyi.
Yeni bir nefes
Ankara'daki sergisinin ardından İstanbul Galeri Artist'te sergilediği yeni çalışmalarını "Dalga" adı
altında topluyor. İkili kompozisyon türündeki işlerinden sonra, tabloyu, ortasından ikinci bir iç çerçeve
üzerinde kurguladığı bu yeni resimleri, onun, akışkan ifade biçimine farklı bir boyut ekleme çabasında
olduğunun göstergesidir. Dolayısıyla, akışkan üslup özelliği, yeni bir evreyle bir kez daha ve yeniden
nefes almış, geleceğe doğru, bir kez daha emin adımlarla yürüme kararlılığını gündeme getirmiş
olmaktadır.