AKBAŞ'IN YARATIKLARI
Guy Noel
Sıkışık, alaylı, samimi ve şeytanca kalabalıkta Akbaş'ın yaratıkları, bazen kaygılar boyunca süzülerek gelen    
büyük bir renk festivalinin ortasında heyecanla çoğalıyorlar. Büyük boyutlu tuvalleri uzaktan bakılmaya    
fevkalade tahammül edilebilir olmalarının yanı sıra, yakından gözlenip incelenmeyi de bekliyorlar.    
Akbaş'ın devamlı şaşırtıcı buluşları var. Korkunç çenesi ile zavallı bir bacağını yakalamış ısıran rengarenk    
köpek bize musallat oluyor. Çıldırmış kalabalıkların tanığı, yaratıkları arasında yaratık sanatçı, sistematik    
olarak resimlerinin ortasında geziniyor; fizikman ve moralman hep orada.
Akbaş'ın yapıtlarının, ikinci dereceden garip bir denge formülü olan ölçüsüz bir bulmaca gibi    
çözümlenmeleri gerekmekte. Ressamın büyük bir tutku ile boyamaya koyulduğu İnsanlığın bir titreşimi,    
kıvınımı, trajik ve komik yanları bir bütün olarak keşfedilmeye değer. Bu resimler, gerçekte, Akbaş'ın sinsi    
şeytanlarla melekler sürüsünün yan yana uçuştukları çocukluk anıları ve rüyalarının büyük yorum-deneme    
alanıdırlar. Birbirlerini görmezden gelir veya çarpışırlar, ama ilgisiz kalmaları olağan değildir. Hemen    
hemen bütün resimlerinin kalbini oluşturan sarı, bu çılgın renk, Akbaş'ın eserlerine gizli bir yorum    
zenginliği katmaktadır. Her tür kanunun, çizginin, metodun ve modanın dışında, biraz deli, ama hayal    
gücünün çok yüksek ve çarpıcı olduğu bir resmi keşfetmek ne büyük zevk.